5 Eylül 2007 Çarşamba

Ondaon - Pamuk Şeker

çocukken yağmur yağsa bile annem çağırıncaya kadar

oyun oynardık,peki bu büyükler neden oyun oynamazlar?

ne kadar saçma

biz de artık büyüdük anne ve oyun oynamak hi zevkli değil!



gülmeyi özlemek sonumuz

yolumuz aydınlansın diye kibrit çaktım

ama gözüm karardı

biz dost aradı

taradı oyuncaklar

şimdilerde yalnız

çünkü biz büyüdük ve hayatı öğrendik

sevmek istedik

izin vermedi yalanı bilenler

deriden bir miğfer korudu yaşamını

tadını aldıysan göç ve git

buralar unuttu gülmeyi

çocukça düşlemeyi



gülmedim yaş aldıkça ezildim

büyümek diye kara sokaklarda gezdim

yol aldım sanıp aynı yerde saydım, bezdim

çocukluk bitmez derdim

yanıldım kendi içime dönüp ağladım

ağladıkça karardım kalmadı tadım

bir adım daha atacak güç kalmadı be!

akmadı kan can çıkmadı be!

bir köle gibi hayat mücadeleme yenik düşmeme

bir hamle daha yakın oldum

dondum kaldım

yoruldum öldüm sandım

ve hayaller pamuk şeker gibi pembe

tatlı ve hafif

göklerde yüzen o zarif bulutlar gibiler

ben gibiler

zor dediler

o günler dönmez dediler

inanmıştım aldanmıştım

bugün oyun oynayan her çocuk benim ben

gülen her çocuk benim ben

mutlu insan benim ben



(nakarat)

kimse gülmedi büyüdükçe bu oyunda kahkaha bize küstü...



dikenli tellerle çevrili dünya hüzün doldu

yaşam boynuzlarına mahkum olan geyikler gibi

boş çuvalı anlamsızca sırtladık

sözde kara mağralarda

meşaleyle dolaşmak ne kadar ömrü uzatır?

sendelemekte yüümekte zorlandın

saldırganlara gözleri dolduran cümlelerle yakardık

çekin gidin dikenli telleri tacım oldu

dünümü günümü sırtlamak amacım olmadı

yeriniz dolmadı

akıp giden seneler neredeler

elleri yıkamakla bedenindeki lekeler yakanı bırakmaz

yürüyen bedenimiz uçan ruhumuz

sulhumuz bayır sırtlarında

ağlıyor anneler

evlatları nerdeler

sükut cepheleri delen güç

belki bir övünç ahlakınla ahlaksızca savaşmak

belki de gülün çocuklara laf atmak

utanmak gerekirken bıyıkları kıvırmak

kendisine namus belası

eğer başkasıysa mert fiyakası

uçkur kavgası

arsız insan marangozda yontsan da

değirmende çeksen de yine aynısı

çocuklarla oyun oynamak

kahkahalarda kaybolmak lazımdı

ama olmadı

tahta kuklam artık boş bakıyor

insanlar gibi bana küsmüş

bodrumdaki rafta tozlanmış

elma şekeri değil kalbim dişlenir



(nakarat)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder